On Küçük Zenci

Son zamanlarda daha önce okumadığım türleri denemeye çalışıyorum. Polisiye de bunlardan biri. Daha önce tercih etmememin nedeni ise az çok belli. Eskiden polisiye romanlar için, derinliği olmayan, okuduktan sonra okurda bir değişikliğe yol açmayacak, bir çırpıda okunabilecek, yalnızca okurken insana hoşça vakit geçirtecek kitaplar diye düşünürdüm. Aksiyon filmlerini de aşağı yukarı aynı nedenlerle izlemem. Tabi bu önyargı da bir yerde kırılacaktı. Denemek için en ünlülerinden birini seçtim, bu fırsatı Agatha Christie’ye verdim. Sonuç olarak yukarıda andığım gibi, bir çırpıda okudum, zaman zaman oldukça heyecanlandım ve genel olarak zeka dolu cümleler gördüm. Diğer taraftan yukarıda andığımın aksine satır aralarına gizlenen psikolojik çözümlemeleri, hayata ve kişiliklere dair tespitleri zevkle yakaladım. Şimdiki fikrim ise şu; iyi romanlarda aradığımız yerli yerinde tespitler ve iyi psikolojik çözümlemeler bu tür kitaplarda beceriyle gizlenerek okura fark ettirmeden aktarıldığı için daha iyi bile olabilirler. Kitap okumaya yeni başlayanlar için de oldukça iyi bir seçim olabilir.


Kitabın konusuna gelince; birbirini tanımayan on yabancı, meçhul bir ev sahibi tarafından ıssız bir adadaki bir malikaneye toplanıyorlar ve odalarında asılı bulunan bir şiirdeki sıraya göre ölüme gidiyorlar. En başından beri adada on kişiden başka kimse yok, yani katil aralarından biri ve cinayet de çözümsüz görünüyor. Olacakları tahmin etmek kolay olsa da sonucu bir klasik olarak şaşırtıcı. Birkaç kez filme sayısız kez tiyatroya uygulanan 224 sayfalık eser, her türden okuyucu için son derece uygun ve iyi bir okuma deneyimi sunuyor.

İyi okumalar.

Yorumlar

yorumlar

Hakkında Fatih Çavdar

1979 yılında Eskişehir’de doğdu, İstanbul’da yaşıyor. Çok uzun zamandır bir kamu kuruluşunda çalışıyor. Bir takım gereksiz okulları bitirdiği ancak hiçbir fayda görmediği söyleniyor. Kendisini en iyi tanımlayan kelimeleri Twitter profilinden alıyoruz. “İki kızın babası, bir güzelin kocası. Size göre uslanmaz muhalif, bana göre iyi bir arabulucu. Kendime okur, kendime yazarım. Sorarsanız anlatırım, anlatırsanız dinlerim. İstanbul'dayım ES ES'liyim”

İlginizi Çekebilir

Martı Jonathan Livingston

Martı Jonathan Livingston, Richard Bach tarafından yazılmış kısa ve etkileyici bir kitaptır. Bu kitap, insanların …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir