Van Gezi Notları – Bölüm 2

Van’da ki ikinci günümde Akdamar Adası ve Gürpınar ilçesine gittim. Bundan önce Van şehri ile ilgili edindiğim izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.

Van şehri 2020 yılı rakamlarına göre Türkiye’nin 19. şehri olarak kaydedilmiş. Bu kalabalığı caddelerde, yeme içme mekanlarında ve özellikle de trafikte gayet net fark edebiliyorsunuz. Şehir merkezinde hayat oldukça hareketli. Sokaklarda genç insanların yoğunluğu göze çarpıyor. Bu durumu da şehirde üniversitenin varlığına bağlıyorum. Zaten Van 100. Yıl Üniversitesi ‘nin 2021 Yılı Performan Programı‘nda öğrenci sayısının 25.000 civarında olduğu belirtilmiş. Doğu Anadolu bölgesi olarak baktığımızda, 1957’de kurulan Erzurum Atatürk Üniversitesi, 1975’te kurulan Elazığ Fırat Üniversitesi ile birlikte 1982’de kurulan Van 100. Yıl Üniversitesi bölgenin köklü üniversite eğitimi veren kurumları ve bölgenin gençlerinin de ağırlıkla bu üniversiteleri tercih ettiklerini düşünüyorum. Bu durum kendi tespitimdir.

Caddelerde gezerken birçok çay bahçesine rastladım. Fakat çay bahçeleri genelde etrafı çevrilmiş bir bahçenin içine yerleştirilen masa sandalye şeklindedir. Buradaki çay bahçeleri normal kıraathane, kahvehane tarzı ve şişme çadırlardan yapılmış. Ciddi bir çay kültürü mevcut. Ayrıca kültür sokağı, taraftar sokağı ( maç yayınlarının yapıldığı kahvehane ve küçük kafelerin sıralandığı ufak bir sokak ), gece klüpleri ve barlar da şehrin mekanları arasında yerini alıyor. Doğu Anadolu hakkında klişe fikirlere sahip olanlar için Van’nın canlı yaşamını görmelerini tavsiye ederim keza benim için de şehirde gördüklerim sürpriz oldu açıkçası.

Akdamar Adası’na ulaşmak için araç kiralamayı tercih ettim. Çünkü Van Gölü’nün etrafında araba kullanmayı istiyordum. Hem Akdamar Adası’na gidilen güzergahta başka sahiller var ve başka yerleşimler de mevcut (Edremit, Gevaş gibi) . Van’dan otobüs ile ulaşım mümkün.

Akdamar Adası’na bahar aylarında gelmek fotoğraflarınıza harika renkler katacaktır. Benim fotoğraflarım biraz az renkli oldu mevsimsel durumlardan dolayı.

Kasım – Aralık ayları çok fazla yerli veya yabancı turistin olduğu bir zaman dilimi olmadığından adaya giden teknelerin 10 kişiye tamamlanmasını bekliyorsunuz veya 250 TL’yi verip tek başınıza da gidebilirsiniz. Bu sizin kendi kararınıza kalmış. Ben yaklaşık bir saat bekledim sonunda 10 kişi olduk ve akabinde tekne kalktı.

Aslında Akdamar Adası’nı rehber eşliğinde gezmek gerekiyor çünkü kilisenin içine ve dışına İncil ve Tevrat’tan alınmış çeşitli sahneler resmedilmiş. Bunları kendi gözleminizle anlamanız eğer konunun uzmanı değilseniz çok kolay olmayacaktır.

Akdamar Adası’ndan sonra Gürpınar ilçesine geçtim. Burada belediyenin büyük bir parkın içine kurduğu yöresel yemekler yapan bir işletme mevcut. İşletme adını dünyada sadece Gürpınar’da yetiştirilen ve Türkiye’nin önemli gen kaynakları arasında yer alan Norduz koyunundan almış. Norduz Sofrası ‘ndaki nefis bölgeye ait lezzetleri tatmanızı öneriyorum. Güleryüzlü personel yemekler hakkında da detaylı bilgiler veriyorlar.

Norduz Sofrası ( Fotoğraflar : Kayıhan Badalıoğlu )

Yeme-içme konusuna girmişken Van şehir merkezinde de yöresel yemekleri deneyebileceğiniz bir işletmeden söz edeyim. Ben Van Menceli ‘ne tavsiye üzerine gittim ve çok memnun kaldım. Masa yerine sini üzerinde yemek yiyebileceğiniz yerler de mevcut ( tabi sandalyeye oturuyorsunuz ). Aslında İstanbul’da Van şehri, kahvaltısı ile meşhur olarak bilinse de bence yöresel yemekleri de Gaziantep, Adana, Hatay sofraları gibi tanıtılmalı ve mekanlar açılmalıdır.

Van Menceli ( Fotoğraf : Kayıhan Badalıoğlu )

Van gezimin son gününden notlarda görüşmek üzere.

Ayrıca Van Gezi Notları yazımın birinci bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.

LKB

Yorumlar

yorumlar

Hakkında Kayıhan Badalıoğlu

1973 yılında Ankara'da doğdum. TED Ankara Koleji'nden sonra Anadolu Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü'nden mezun oldum. 1998 yılında "Management Trainee" olarak başladığım bankacılık kariyerime 2000-2003 yılları arasındaki özel sektör, yerel yönetimlerde finans ve dış ticaret görevlerinden sonra aralıksız olarak 2013 yılına kadar sürdürdüm. Profesyonel kariyerinin 12 yılını kapsayan bankacılık döneminde sektörde faaliyet gösteren çeşitli bankaların genel müdürlük, bireysel bankacılık, teftiş kurulu, iç kontrol başkanlığı ve farklı şubelerde ticari ve KOBi portföy yönetimi görevlerinde bulundum. 2014 yılı itibariyle orta ve küçük işletmelere finans, satış, pazarlama, iş geliştirme alanlarında danışmanlık hizmeti vermeye başladım. 2015 yılında Bilgi Üniversitesi Sosyal Medya Uzmanlığı Sertifika Programını tamamladım. Çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren firmaların sosyal medya hesaplarının yönetimi, içerik geliştirilmesi, stratejik planlaması, hizmet ve markanın sosyal medyada gelişimine yönelik çalışmalar yapıyorum ve işletmelerin web sitelerinin yönetimi konusunda hizmet veriyorum. Lise yıllarında başlayan müzik faaliyetlerime amatör olarak devam ederken hobi olarak blog yazıları yazmak ve fotoğraf çekmek hayatıma mutluluk katıyor.

İlginizi Çekebilir

Japonya Gezilecek Yerler

Japonya, Doğu Asya’da yer alan bir ada ülkesidir ve Japonca’da “güneşin doğduğu yer” anlamına gelen …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir