Semerkand Gezi Rehberi

Semerkand, Özbekistan’ın güneyinde, verimli Zerefşan Nehri vadisinde yer alan, Orta Asya’nın en kadim ve görkemli şehirlerinden biridir. M.Ö. 7. yüzyıla kadar uzanan köklü geçmişiyle, pek çok medeniyetin izini taşıyan bu şehir, tarih boyunca Persler, Büyük İskender, Araplar, Samanîler, Karahanlılar ve nihayetinde Timur İmparatorluğu gibi büyük güçlerin egemenliği altına girmiştir.

Tarihi İpek Yolu üzerinde stratejik bir konumda bulunması, Semerkand’ı yüzyıllar boyunca doğu ile batı arasında bir ticaret, bilim ve kültür merkezi haline getirmiştir. Özellikle 14. yüzyılda Emir Timur’un burayı başkent yapmasıyla şehir altın çağını yaşamış; astronomi, matematik, mimari ve sanat alanlarında büyük atılımlar gerçekleştirilmiştir. Timur’un ardından torunu Uluğ Bey’in bilimsel çalışmalarıyla Semerkand, dönemin en önemli ilim merkezlerinden biri olmuştur.

Günümüzde, şehrin sahip olduğu birçok anıtsal yapı—Registan Meydanı, Bibi Hanım Camii, Şah-ı Zinde Türbeleri ve Guri Emir Türbesi gibi—UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almakta ve her yıl binlerce ziyaretçiyi büyülemeye devam etmektedir.

Şehre Ulaşım ve Yapı

Semerkand’a ulaşım, Taşkent’ten hızlı tren veya uçak seferleriyle sağlanabilmektedir. Şehir içinde taksi ve minibüsler ulaşım için kullanılmaktadır. Tarihi merkezdeki önemli yapılar birbirine yakındır, bu da yürüyerek gezmeyi mümkün kılar. Şehirde tarihi yapıların korunması amacıyla restorasyon çalışmaları yapılmıştır. Tarihi çekirdek alanda yaya yolları bulunur; bazı dar sokaklara araç girişi olsa da genel olarak yaya ulaşımına öncelik verilmiştir.

Konaklama

Semerkand’da farklı bütçelere hitap eden geniş bir konaklama seçeneği yelpazesi bulunmaktadır. Şehirde, özellikle tarihi merkeze yakın bölgelerde, geleneksel mimariye sahip avlulu pansiyonlar ve “family guest house” adıyla bilinen küçük aile işletmeleri oldukça yaygındır. Bu tarz konaklama yerleri, misafirlerine sıcak ve samimi bir ortam sunarken aynı zamanda Semerkand kültürünü yakından tanıma imkânı da sağlar. Daha modern konfor arayan ziyaretçiler içinse şehir merkezinde çeşitli oteller hizmet vermektedir. Bu oteller, çağdaş olanaklarla donatılmış olup ulaşım açısından da oldukça elverişli konumdadır. Hem otantik bir deneyim yaşamak isteyen gezginler hem de rahatlık önceliği olanlar için Semerkand, konaklama açısından oldukça esnek ve zengin bir alternatife sahiptir.

Nüfus ve Dil

Semerkand, tarihsel olarak Farsça (bugünkü Tacikçe) konuşulan bir bölge olarak bilinir. Yüzyıllar boyunca İranî kültürün etkisinde kalan şehir, özellikle bilim, edebiyat ve sanat alanlarında Farsça’nın yoğun biçimde kullanıldığı bir merkez olmuştur. 20. yüzyılın başlarında Sovyetler Birliği tarafından Orta Asya’daki sınırlar yeniden çizilirken, Semerkand Taciklerin çoğunlukta olduğu bir bölge olmasına rağmen Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne dahil edilmiştir. Bu tarihsel gelişme, şehrin etnik ve kültürel yapısını doğrudan etkilemiştir.

Bugün Semerkand’ın nüfusu ağırlıklı olarak Özbeklerden oluşsa da, önemli bir Tacik topluluğu da yaşamını sürdürmektedir. Şehirde hem Özbekçe hem de Tacikçe konuşulmakta; iki halkın kültürel etkileri günlük yaşamda, geleneklerde, mutfakta ve özellikle sözlü kültürde iç içe geçmiştir. Bu çokkatmanlı yapısıyla Semerkand, Orta Asya’nın kültürel çeşitliliğini yansıtan en zengin şehirlerinden biri olmayı sürdürmektedir.

Semerkand’ın Önemli Yapıları ve Tarihi Kişilikleri

Semerkand, tarihi boyunca önemli şahsiyetlerle ilişkilendirilmiş birçok yapıya ev sahipliği yapar:

Registan Meydanı

Registan Meydanı, Semerkand’ın kalbinde bulunan ve şehrin en ikonik simgelerinden biri olan tarihi bir meydandır. Adı Farsça “kumluk” anlamına gelen Registan, yüzyıllar boyunca Semerkand’ın sosyal, ticari ve kültürel yaşamının merkezi olmuştur. Meydanı çevreleyen üç görkemli medrese Orta Asya İslam mimarisinin en seçkin örneklerini temsil eder.

Uluğ Bey Medresesi

Meydanın batısında, Timur’un torunu ve ünlü astronom Uluğ Bey (1394–1449) tarafından 1417-1420 yılları arasında inşa edilmiştir. Uluğ Bey, Semerkand’ı bilim merkezi yapmak için çalışmıştır. Bu medrese, dini eğitimle birlikte pozitif bilimlerin de öğretildiği bir kurumdu. Cephesi geometrik desenler ve yazılarla süslüdür. Girişindeki hadis panosunda “İlim öğrenmek her Müslüman erkek ve kadına farzdır.” yazar.

Uluğ Bey Medresesi

Şir Dor Medresesi

Uluğ Bey Medresesi’nin karşısında, 17. yüzyılın başlarında (1619–1636) Buhara Hanlığı döneminde Semerkand valisi olan Yalangtush Bahadır tarafından yaptırılmıştır. Adı “Arslanlı” anlamına gelir ve ön cephesinde güneşle birlikte stilize arslan/kaplan figürleri bulunur. Bu figürler, dönemin mimarisinde dikkat çekici unsurlardır.

Tilla-Kari Medresesi

Registan’ın kuzeyinde, yine Yalangtush Bahadır tarafından 17. yüzyılın ortalarında (1646–1660) inşa edilmiştir. Adı “Altınla Kaplı” demektir. Yapı, hem medrese hem de meydanın cuma camii olarak kullanılmıştır. İç mekanında altın süslemeler barındırır. Yalangtush Bahadır, Timur döneminden sonra Semerkand’ın mimari dokusuna katkı sağlamıştır.

Registan Meydanı, tarih boyunca devlet törenleri, pazarlar ve halk toplantılarının yapıldığı sosyal bir merkez olmuş, günümüzde ise turistlerin en çok ziyaret ettiği ve fotoğrafladığı yerlerden biridir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu meydan, Semerkand’ın ihtişamını ve tarih boyunca süregelen kültürel zenginliğini en iyi şekilde yansıtır.

Registan Meydanı

Gur-ı Emir Türbesi

Şehrin güneybatısında yer alan bu yapı, büyük imparator Emir Timur (1336–1405) için inşa edilmiş anıt mezardır. Yapının inşasına 1404-1405 civarında başlanmıştır. Türbede Timur’un yanı sıra oğlu Şahruh, torunu Uluğ Bey ve diğer bazı aile üyeleri defnedilmiştir. Yapı, yüksek, turkuaz renkli bir kubbe ile örtülüdür ve iç mekanında taş oymacılığı gibi sanatlar kullanılmıştır. Timur, Semerkand’ı imparatorluğunun başkenti yapmış ve burada önemli mimari yatırımlar gerçekleştirmiştir.

Gur-ı Emir Türbesi

Emir Timur Heykeli

Semerkand’ın merkezinde, geniş bir park alanı içinde yer alan Emir Timur Heykeli, Özbekistan’ın en önemli tarihî figürlerinden biri olan Emir Timur’un (Timurlenk) anısını yaşatmak amacıyla inşa edilmiştir. Heykel, Timur’un güçlü, kararlı ve vizyon sahibi bir lider olarak tasvir edildiği anıtsal bir yapıdır. Genellikle at üstünde betimlenen Timur, hem askeri dehasını hem de Orta Asya’daki egemenliğini simgeler.

Heykelin çevresi, yürüyüş yolları ve çiçeklerle süslenmiş peyzaj düzenlemesiyle huzurlu bir atmosfere sahiptir. Bu alan, turistlerin ve yerli halkın sıklıkla ziyaret ettiği bir buluşma noktasıdır. Ayrıca heykel, fotoğraf çekimi için de popüler bir duraktır; özellikle Registan Meydanı, Bibi Hanım Camii ve Gur-i Emir Türbesi gibi tarihi yapılarla gezisini taçlandırmak isteyenler için anlamlı bir uğrak yeridir.

Emir Timur Heykeli

Emir Temur Kimdir?

Emir Timur (1336–1405), Türk-Moğol kökenli Barlas boyundan gelen büyük bir komutan ve Timurlular İmparatorluğu’nun kurucusudur. Batı dünyasında “Tamerlane” veya “Timur the Lame” (Topal Timur) olarak bilinen Timur, gençliğinde aldığı bir yara nedeniyle topal kalsa da bu fiziksel engel, onun olağanüstü askeri ve siyasi dehasını gölgeleyememiştir.

35 yıl süren hükümranlığı boyunca Orta Asya’dan Hindistan’a, İran’dan Anadolu’ya ve Moskova’ya kadar uzanan yaklaşık 11 milyon km²’lik devasa bir coğrafyada hâkimiyet kurmuştur. 1398 yılında Delhi seferinde binlerce savaş filiyle geri dönecek kadar büyük ganimetler elde etmiş, 1402 yılında ise Ankara Savaşı’nda Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid’i mağlup ederek Anadolu’daki siyasi dengeleri altüst etmiştir.

Timur’un askerî stratejileri, hızlı manevra kabiliyeti olan Türkmen süvarileri, psikolojik savaş yöntemleri ve yıldırıcı disiplin anlayışıyla şekillenmiştir. Ancak Timur’un mirası sadece savaşla sınırlı değildir. Başkent yaptığı Semerkand’ı bilim, sanat ve mimaride bir dünya merkezi haline getirerek adeta bir altın çağ başlatmıştır.

Registan Meydanı, Bibi Hanım Camii, Gur-i Emir Türbesi ve torunu Uluğ Bey’in kurduğu Semerkand Rasathanesi, bu dönemin mimari ve bilimsel simgelerindendir. Özellikle Uluğ Bey’in hazırlattığı Zic-i Sultani yıldız kataloğu, yüzyıllar boyunca astronomlara yol göstermiştir.

Emir Timur’un tarihi kişiliği iki yönlüdür: Bir yandan Orta Asya Türk kültürünü canlandıran, bilim ve ticareti destekleyen bir medeniyet kurucusu; diğer yandan ise Delhi, İsfahan ve Halep gibi şehirlerde gerçekleştirdiği katliamlarla anılan acımasız bir fatih olarak değerlendirilir.

Amir Temur

1405 yılında Çin seferi sırasında Otrar’da hayatını kaybeden Timur’un naaşı, başkenti Semerkand’daki görkemli Gur-i Emir Türbesi’ne defnedilmiştir. 1941’de mezarı Sovyet antropologlarca açıldığında, boyunun 1.73 cm olduğu ve topallığının kemik yapısına yansıdığı doğrulanmıştır.

Emir Timur, bugün Özbekistan’da ulusal bir kahraman ve güçlü bir devlet adamı olarak anılmaktadır. Sovyetler Birliği’nden 1991’de bağımsızlığını kazanan Özbekistan, ulusal kimliğini inşa sürecinde Timur’un mirasını sahiplenmiş ve onu merkezi bir tarihî figür olarak konumlandırmıştır. Timur, güçlü bir merkezi devlet kurucusu, bilim ve kültür hamisi olarak sunulmakta; Semerkand ve Şehrisabz gibi şehirlerdeki anıt eserleri bu anlatıyı desteklemektedir. Sovyet dönemindeki olumsuz yorumların aksine, Timur artık Özbek tarih yazımında olumlu bir lider olarak temsil edilmekte; heykelleri dikilmekte, adının verildiği meydanlar ve müzelerle kamusal alanda onurlandırılmaktadır. Bu yaklaşım, onun modern Özbekistan kimliğinin sembollerinden biri haline geldiğini göstermektedir.

Şah-ı Zinde Külliyesi

Şehrin kuzeydoğusunda bulunan bu alan, birbiri ardına sıralanmış anıt mezarlar ve türbeler topluluğudur. “Yaşayan Kral” anlamına gelen adı, Hazreti Muhammed’in amcasının oğlu olduğu kabul edilen Kusam bin Abbas ile ilgili bir rivayete dayanır. Kusam bin Abbas’ın türbesi kompleksin merkezinde yer alır ve burası Orta Asya’da kutsal sayılan yerlerden biridir. Kompleksteki yapılar 11. yüzyıldan başlayıp 15. yüzyıla kadar uzanan farklı dönemlerde inşa edilmiştir ve çoğunlukla mavi renkli çini ve süslemelerle kaplıdır. Timur döneminin prensleri ve soyluları da buraya defnedilmiştir.

Şah-ı Zinde Külliyesi

Bibi Hanım Camii

Registan’ın kuzeyinde yer alan bu büyük cami, Timur tarafından eşi Saray Mülk Hanım anısına 1399-1404 yılları arasında inşa ettirilmiştir. Tamamlandığında bölgenin en büyük camilerinden biri olduğu belirtilir. Yapı zamanla hasar görmüş ve restore edilmiştir. Avlusunda mermerden yapılmış büyük bir Kur’an rahlesi bulunur.

Bibi Hanım Camii

Bibi Hanım Türbesi

Bibi Hanım Türbesi, Semerkand’da, aynı adlı büyük cami kompleksinin hemen yakınında yer alan tarihi bir anıt mezardır. 14. yüzyılın sonlarında Timur’un emriyle inşa edilmiştir. Rivayete göre, Timur’un eşi veya sevdiği kadın olan Bibi Hanım için yaptırılmıştır. Türbe, Timurlu mimarisinin zarif örneklerinden biri olup mavi çinileri, süslemeleri ve kubbesiyle dikkat çeker.

Bugün Bibi Hanım Türbesi, Semerkand’daki tarihî mirasın önemli parçalarından biri olarak ziyaret edilmektedir.

Bibi Hanım Türbesi

Uluğ Bey Rasathanesi

Şehrin kuzeydoğusunda, Uluğ Bey tarafından 1420’ler civarında inşa edilen astronomi gözlem yapısıdır. Uluğ Bey, bu rasathanede yaptığı gözlemlerle “Zic-i Sultani” adlı önemli bir yıldız kataloğu hazırlamıştır. Rasathanenin günümüze ulaşan kısmı, yer altına uzanan büyük bir meridyen yayıdır. Bu yapı, Uluğ Bey’in bilime verdiği önemi gösterir.

Hazreti Hızır Camii

Afrasiab tepesinin eteklerinde, şehri yüksekten gören bir konumda bulunur. Şehrin koruyucusu kabul edilen Hazret Hızır’a adanmış bir camidir. Mevcut yapının temeli daha eskiye dayansa da bugünkü görünümü 19. yüzyıla aittir. Modern Özbekistan’ın ilk cumhurbaşkanı İslam Kerimov (1938–2016) da 2016 yılında vefat ettikten sonra bu caminin avlusuna defnedilmiştir.

Hazreti Hızır Camii

Afrasiab Tepesi ve Müzesi

Semerkand’ın MÖ 7. yüzyıla kadar uzanan en eski yerleşim yerinin bulunduğu alandır. Buradaki müzede, İslam öncesi döneme ait arkeolojik buluntular ve duvar resimleri sergilenir. Özellikle “Elçiler Salonu” freskleri, antik Soğd medeniyetini ve İpek Yolu üzerindeki kültürel etkileşimleri (İran, Çin, Bizans gibi) gösteren önemli eserlerdir.

Ruhabad Türbesi

Ruhabad Türbesi, 1380 yılında Emir Timur’un emriyle, dönemin saygın İslam alimi ve mutasavvıfı Şeyh Burhaneddin Sagarcı’nın mezarı üzerine inşa edilmiştir. Şeyh Sagarcı, Doğu Türkistan’daki göçebe halklar arasında İslam’ın yayılmasında önemli rol oynamış, Çinli bir prensesle evlenmiş ve Yuan Hanedanı sarayında büyük nüfuz kazanmıştır.

Vefatından sonra vasiyeti gereği oğlu Ebu Said tarafından naaşı Semerkand’a getirilmiştir. “Ruhun evi” anlamına gelen Ruhabad adıyla anılan türbe, dönemi için alışılmadık şekilde sade ve tek kubbeli olarak tuğladan yapılmıştır.

Sekizgen planlı yapı, kübik bir temel üzerine oturur ve konik bir kubbeyle örtülüdür. Rivayete göre kubbede, Hz. Muhammed’e ait yedi sakal teli bulunan mühürlü bir sandık yer almaktadır. Türbenin içi son derece sadedir; ana süslemesi, duvar temelinde yer alan ve sırlı tuğlalarla bezeli iki metrelik seramik bir levhadır. Yapıda Şeyh Sagarcı, eşi olan prenses ve dokuz çocuğunun basit mezar taşları bulunmaktadır.

İmam Buhari Külliyesi

Şehir merkezinin yaklaşık 25 km dışında, Harteng köyünde yer alır. Hadis ilminin en önemli alimlerinden İmam Buhari (810–870) adına inşa edilmiş bir türbe ve cami kompleksidir. İmam Buhari’nin “Sahih-i Buhari” adlı eseri, İslam dünyasında en güvenilir hadis kaynaklarından biridir. Burası, İslam dünyasından birçok kişinin ziyaret ettiği önemli bir dini merkezdir.

Siyob Dehqon Bozori (Siyob Çarşısı)

Semerkand’ın en büyük ve en canlı pazarlarından biridir. Tarihi Registan Meydanı’na ve Bibi Hanım Camii’ne oldukça yakın konumda bulunan bu geleneksel pazar, hem yerli halkın günlük alışveriş rotası hem de turistlerin kültürel keşif noktasıdır.

Çarşıda taze meyve-sebze, kuruyemiş, ekmek, baharat, geleneksel tatlılar ve yerel el sanatları ürünleri bulunabilir. “Bozor” kelimesi Özbekçede pazar anlamına gelirken, “Dehqon” ise çiftçiyi ifade eder; bu da pazarın tarladan sofraya doğrudan ürün akışına dayalı yapısını gösterir.

Siyob Çarşısı, Semerkand’ın hem ekonomik hem de sosyal hayatına ayna tutan otantik bir buluşma noktasıdır. Renkli tezgâhlar, pazarcıların dostane sohbetleri ve baharat kokuları arasında dolaşmak, şehrin geleneksel ruhunu hissetmenin en keyifli yollarından biridir.

Yerel Mutfak: Semerkand’ın Lezzet Durakları

Semerkand, sadece tarihi zenginlikleriyle değil, aynı zamanda köklü ve aromatik mutfağıyla da unutulmaz bir seyahat deneyimi sunar. Orta Asya’nın geleneksel yemek kültürünü yansıtan bu şehirde, sokak lezzetlerinden ev yapımı tariflere kadar geniş bir yelpazede lezzetler sizi bekler.

Plov (Pilav)
Semerkand’ın en meşhur yemeği olan plov, pirinç, havuç, soğan ve kuzu etiyle yapılan doyurucu bir pilav çeşididir. Geleneksel olarak büyük kazanlarda hazırlanır ve özel günlerde ya da kalabalık sofralarda servis edilir. Semerkand usulü plov, havucun daha iri doğranması ve etin daha yumuşak olmasıyla diğer şehirlerden ayrılır. Şehrin birçok lokantasında öğle saatlerinde taze yapılmış plov bulmak mümkündür.

Plov

Mantı
Buharda pişirilen bu büyük hamur bohçalarının içinde genellikle kıyma ve soğan bulunur. Yanında ekşi krema veya yoğurtla servis edilen mantı, hafif ama lezzetli bir akşam yemeği seçeneğidir. Bazı restoranlarda kabak veya patatesli versiyonları da sunulur.

Şaşlık (Şiş Kebap)
Semerkand sokaklarında dumanı tüten şaşlık ocakları görmek yaygındır. Marine edilmiş kuzu veya sığır etinden yapılan bu şiş kebaplar, kömür ateşinde pişirilir ve yanında soğan halkalarıyla servis edilir. Genellikle sıcak lavaş ekmeğiyle birlikte sunulur ve hızlı, doyurucu bir atıştırmalık olarak tercih edilir.

Tandır Non (Ekmek)
Özbek mutfağının vazgeçilmezlerinden biri olan tandır non, yuvarlak ve kalınca yapılan, tandır fırınlarında pişirilen geleneksel bir ekmektir. Tazeliği ve dış kabuğunun çıtırlığı ile bilinir. Siyob Çarşısı gibi yerel pazarlarda sabahın erken saatlerinde çıkan sıcak non ekmeklerini almak, Semerkand’da sabah rutininin bir parçası gibidir.

Ekstra Tatlar
Semerkand’da yerel pazarlar ve küçük aile işletmelerinde ayrıca lagman (sebzeli etli erişte yemeği), samsa (taş fırında pişirilen etli börek), çak-çak (bal ve hamurla yapılan tatlı atıştırmalık) gibi özgün Orta Asya lezzetlerini de deneyebilirsiniz.

Samsa

Yemek Nerede Yenir?

Şehrin tarihi merkezine, Registan Meydanı ve Bibi Hanım Camii çevresine yakın bölgelerde yerel yemek sunan geleneksel restoranlar ve aile işletmeleri bulunur. Ayrıca Siyob Çarşısı gibi halk pazarlarında, taze yapılan yemekleri sokak tezgâhlarında ya da küçük büfelerde tatmak da mümkündür. Bu alanlar, hem uygun fiyatlı hem de otantik lezzet deneyimleri sunar

Ziyaret İçin Uygun Zaman

Semerkand’ı gezmek için en ideal dönemler ilkbahar (Nisan-Mayıs) ve sonbahar (Eylül-Ekim) aylarıdır. Bu dönemlerde hava genellikle ılımandır ve açık hava gezileri için elverişlidir. Yaz aylarında (Haziran-Ağustos) ise sıcaklıklar oldukça yüksek olabilir, bu da özellikle gündüz saatlerinde geziyi zorlaştırabilir.

Bir Kültür Mozaiği Olarak Semerkand

Semerkand, Orta Asya’nın en eski ve önemli yerleşim yerlerinden biridir. Yüzyıllar boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, İpek Yolu üzerindeki konumuyla ticaretin, bilimin ve mimarinin geliştiği bir merkez haline gelmiştir. Bugün şehirde yer alan Registan Meydanı, Gur-i Emir Türbesi, Şah-ı Zinde kompleksi ve Uluğ Bey Rasathanesi gibi yapılar, bu çok katmanlı geçmişin izlerini taşımaktadır.

Semerkand’ın tarihi ve kültürel yapısı, farklı kültürel etkilerin bir araya geldiği bir sentezi yansıtır. Türk-İslam sanatı, şehirdeki mimari öğelerde belirgin şekilde hissedilir. Özellikle Timurlu dönemi yapılarında görülen kubbeler, eyvanlar ve minareler; geometrik süslemeler, hat sanatı ve bitkisel motiflerle bezeli yüzeylerle birleşerek bu dönemin karakterini ortaya koyar. Aynı zamanda şehir, Fars mimarisinden de derinlemesine etkilenmiştir. Çini işçiliği, mozaikler ve yapıların genel tasarımı bu etkinin izlerini taşır. Timur döneminde İran’dan getirilen sanatçılar bu kültürel aktarımı güçlendirmiştir.

13. yüzyıldaki Moğol istilası Semerkand üzerinde yıkıcı bir etki bırakmış olsa da, bu dönem sonrasında kurulan Timur İmparatorluğu, Moğol sonrası devlet geleneğini devam ettirmiştir. Timur’un Cengiz Han soyuyla kurduğu bağ, siyasi meşruiyetin bir unsuru olurken, farklı bölgelerden getirilen sanatçılar ve fikir akımları arasında dolaşım sağlanmıştır. Bu durum, şehrin mimari ve kültürel yapısını dolaylı olarak etkilemiştir.

Bugün Semerkand’ı gezmek, sadece bir şehri görmekten öte, farklı dönemlerde şekillenmiş kültürel birikimi anlamak ve tarihsel sürekliliği yerinde gözlemlemek anlamına gelir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan şehir, hem mimari hem de kültürel açıdan zengin bir geçmişe tanıklık etmek isteyenler için önemli bir duraktır.

Gur-i Emir

Yazıdaki tüm fotoğraflar, Semerkand gezim sırasında bizzat tarafımdan çekilmiştir.

Kadim Buhara şehrinin tarihi dokusunu, mimarisini ve kültürel zenginliğini keşfe çıkaran “Buhara: İpek Yolu’nun Kalbinde Bir Zaman Yolculuğu” başlıklı yazımıza da buradan ulaşabilirsiniz.

Yorumlar

yorumlar

Hakkında Kayıhan Badalıoğlu

Ankara'da doğdum. Eğitimimi TED Ankara Koleji'nde tamamladıktan sonra Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nden Ekonomi bölümünden mezun oldum. Profesyonel kariyerime 1998 yılında bankacılık sektöründe Yönetici Adayı olarak başladım ve 2000-2003 yılları arasında özel sektörde ve yerel yönetimde finans ve dış ticaret alanlarında görevler aldım. 2013 yılına kadar, önde gelen bankacılık kuruluşlarında genel müdürlük, perakende bankacılık, denetim kurulu, iç kontrol başkanlığı ve KOBİ portföy yönetimi gibi çeşitli pozisyonlarda bulundum. 2014 yılından bu yana, küçük ve orta ölçekli işletmelere finans, satış, pazarlama ve iş geliştirme konularında danışmanlık hizmetleri vermekteyim. 2015 yılında Bilgi Üniversitesi'nden Sosyal Medya Uzmanlığı Sertifikası aldım ve bu sayede işletmelere sosyal medya stratejisi, içerik oluşturma ve dijital büyüme konularında, web sitesi yönetimi danışmanlığının yanı sıra rehberlik etme imkanı buldum. Profesyonel çabalarımın ötesinde, lise yıllarımda başlayan müzik tutkumu sürdürmekteyim. Ayrıca, hayatıma denge ve keyif getiren yaratıcı birer çıkış noktası olarak blog yazmaktan ve amatör olarak fotoğraf çekmekten hoşlanıyorum.

İlginizi Çekebilir

Barselona Gezi Rehberi

İspanya’nın kuzeydoğusunda, Akdeniz kıyısında yer alan Barselona, tarihi dokusu, kendine özgü mimarisi ve canlı şehir …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir