Taşkent Gezi Rehberi: Tarihle Modernizmin Kesişme Noktası

Buhara ve Semerkand’ın tarihi dokusunu keşfettikten sonra Özbekistan’ın başkenti Taşkent’e ulaşmak, adeta çağlar arasında bir geçiş hissi yaratıyor. Orta Asya’nın en büyük şehirlerinden biri olan Taşkent, Sovyet mimarisiyle şekillenen şehircilik anlayışı, geniş bulvarları ve modern yapılarıyla, geçmişin izlerini bugünün dinamizmiyle harmanlayan çok katmanlı bir metropol.

Kalabalık caddeleri, düzenli parkları ve simetrik şehir planlamasıyla ilk bakışta hareketli bir başkent izlenimi verse de, bu yapının içinde yer alan geniş yeşil alanlar, Taşkent’i yalnızca yaşanabilir değil, aynı zamanda yürüyerek keyifle keşfedilebilecek bir şehir haline getiriyor.

Şehrin Yeni Yüzü: Tashkent City ve Çevresi

Taşkent’te ilk dikkatimi çeken yerlerden biri, konakladığım noktaya oldukça yakın konumlanan Tashkent City Mall oldu. İçerisinde birçok uluslararası markanın yanı sıra çok sayıda Türk mağazaları ve restoranları yer alıyor. Türkiye’deki benzerlerine kıyasla bazı zincirlerin daha uygun fiyatlarla hizmet vermesi dikkat çekici.

Tashkent City Mall

Alışveriş merkezinin hemen önünde yer alan Tashkent City Park, 2019 yılında açılmış. Park, yapay bir göl, fıskiye gösterileri, planetaryum, balmumu müzesi ve oyun alanları gibi çok sayıda öğeyi bir araya getiriyor. Parkın içinde korunmuş bazı 19. ve 20. yüzyıl yapıları da, geçmişle bugünün aynı peyzajda buluşmasına olanak tanıyor. Bu yönüyle park yalnızca dinlenme alanı değil, kentsel belleği yaşatan bir alan olarak da değerlendirilebilir.

Tashkent City Park

Chorsu Pazarı

Taşkent’in en köklü ve canlı ticaret merkezlerinden biri olan Chorsu Bazar. Kubbesiyle hemen dikkat çeken bu pazar, aslında 16. yüzyıldan bu yana İpek Yolu üzerindeki önemli ticaret duraklarından biri olarak işlev görmüş. Tarih boyunca farklı kültürlerin, dillerin ve geleneklerin buluşma noktası olan bu mekan, bugün hala Özbek toplumunun sosyal yaşamında önemli bir yer tutuyor.

Baharatların yoğun kokusu, taptaze sebze meyve tezgahları, el dokuması kumaşlar ve geleneksel Özbek kıyafetleriyle Chorsu pazarı, hem yerli halkın günlük yaşamını gözlemlemek hem de yerel kültürü yakından tanımak için uygun bir ortam sunuyor.

Yerel Lezzetler ve Şehrin Yüksekten Görünümü

Taşkent’te yemek deneyimi denince akla ilk gelenlerden biri olan Besh Qozon (Plov Merkezi), dev kazanlarda pişirilen geleneksel Özbek pilavı – “osh” ya da “plov“- ile tanınıyor. Sovyet döneminden bu yana hizmet veren bu mekan, hem yerel halk hem de turistler arasında oldukça popüler. Öğle saatlerinde yoğun kalabalığa rağmen servis düzenli ve hızlı ilerliyor.

Besh Qozon’da hazırlanan pilav, Özbekistan’ın tarımsal zenginliğini yansıtan malzemelerle yapılıyor: pirinç, kuyruk yağı veya sıvı yağ, doğranmış havuç, soğan, kimyon, karabiber, nohut ve kuru üzüm. Et olarak ise çoğunlukla kuzu eti tercih edilse de, bazı versiyonlarında Özbek mutfak geleneğine uygun şekilde at eti de kullanılıyor. Et, yağla birlikte kavrulduktan sonra üzerine sebzeler ve pirinç kat kat ekleniyor, ardından kapak kapatılıp buharla demlenmeye bırakılıyor.

Yemek sonrası rotamı şehrin en yüksek yapısına, Taşkent TV Kulesi’ne çeviriyorum. 375 metre yüksekliğiyle sadece Taşkent’in değil, Orta Asya’nın da en uzun yapısı olan bu kule, Sovyetler Birliği döneminde stratejik ve teknolojik bir proje olarak inşa edilmiş ve 1985 yılında tamamlanmış. Aynı zamanda sismik dayanıklılığı göz önünde bulundurularak tasarlanan kule, bir televizyon ve radyo verici olmasının yanı sıra, Taşkent’in sembollerinden biri haline gelmiştir. Kuledeki 97 ve 110 metre yükseklikte yer alan gözlem katları, ziyaretçilere şehri kuşbakışı izleme imkanı sunar. Özellikle gün batımında, Taşkent’in geniş bulvarları, parkları ve çevredeki dağ silsileleriyle birleşen manzara, seyahatin görsel anlamda en etkileyici anlarından birine dönüşür.

Tarihi Dokusuyla Şehir Merkezi: Meydanlar, Müzeler ve Metro Deneyimi

Taşkent’in tarihi ve kültürel merkezi olarak kabul edilen Amir Timur Meydanı, şehrin ruhunu yansıtan en önemli noktalardan biridir. Meydanın tam ortasında, Özbek tarihinin simge ismi Emir Timur’un (Tamerlane) bronzdan yapılmış atlı heykeli yer alır. Bu heykel, 1993 yılında Sovyet döneminde kaldırılan Karl Marx heykelinin yerine dikilmiş ve ülkenin bağımsızlık sonrası kimliğini yansıtan bir sembole dönüşmüştür.

Meydan, yalnızca görkemli heykeliyle değil, aynı zamanda etrafını çevreleyen anıtsal yapılarla da dikkat çeker: Özbekistan Oteli (Hotel Uzbekistan), Taşkent Devlet Hukuk Üniversitesi, Amir Timur Müzesi ve diğer idari yapılar bu bölgede konumlanır.

Amir Timur Meydanı

Hotel Uzbekistan, 1974 yılında inşa edilmiş olup Sovyet mimarisinin tipik özelliklerini taşıyan anıtsal bir konaklama tesisidir. Şehrin merkezindeki bu ikonik otel, yıllar içinde yenilenerek hem nostaljik hem de modern konaklama arayanlara hitap eder hale gelmiştir. Yüksekliği ve merkezi konumuyla, Taşkent’in panoramik manzarasını izlemek isteyenler için de önemli bir noktadır. Hem yerli hem yabancı turistler tarafından tercih edilen bu otel, Taşkent’in simgelerinden biri haline gelmiştir.

Hotel Uzbekistan

Meydanın hemen yakınındaki Özbekistan Tarihi Müzesi, ziyaretçilere ülkenin tarih öncesi çağlardan günümüze kadar uzanan çok katmanlı geçmişini keşfetme imkânı sunar. Paleolitik dönemden başlayarak Greko-Baktriya, Sasaniler, Arap ve Timurlular dönemiyle devam eden sergi salonları, Sovyet dönemine kadar gelen bir kronolojiyi aktarır. Arkeolojik eserler, el yazmaları, geleneksel kıyafetler ve halılar gibi zengin koleksiyonlara ev sahipliği yapan müze, Özbekistan’ın kültürel hafızasına ışık tutar.

Taşkent’teki şehir içi ulaşımın en etkili yollarından biri olan metro sistemi, sadece işlevselliğiyle değil, sanatsal dokusuyla da dikkat çeker. 1977 yılında hizmete giren Taşkent Metrosu, Orta Asya’daki ilk metro olma unvanına sahiptir. Her istasyon farklı bir mimari ve tematik tasarıma sahip olup, yolculukları adeta birer sanat turuna dönüştürür. Özellikle Kosmonavtlar İstasyonu, Sovyet uzay programını onurlandıran mozaikleri ve duvar panolarıyla dikkat çekerken; Alişer Navoi İstasyonu, adını taşıdığı büyük şairin edebi mirasını yansıtan geleneksel süslemeleri ve mavi tonlardaki seramik kaplamalarıyla görsel bir şölen sunar. Metro istasyonlarının mermer kaplamaları, avizeleri ve tematik mozaikleri, sadece ulaşım değil aynı zamanda yeraltı sanatı açısından da görülmeye değerdir.

Kosmonavtlar ve Alişer Navoi İstasyonları

Taşkent’in meydanları, müzeleri ve metroları; şehrin tarihini, modernleşme sürecini ve kültürel zenginliğini iç içe yaşatan alanlar olarak gezginlere çok yönlü bir bakış açısı kazandırıyor.

Dini ve Tarihi Miras

Taşkent’in eski şehir bölgesinde yer alan Kukeldaş Medresesi ve Barak Han Medresesi, 16. yüzyıldan kalma yapılar olarak öne çıkıyor. Bu yapılar, Timurlu sonrası dönemde Özbekistan’da gelişen İslami mimarinin önemli örnekleri arasında yer alıyor.

Ayrıca, Hazreti İmam Kompleksi içerisinde yer alan ve Hazreti Osman dönemine ait olduğu rivayet edilen Kuran-ı Kerim’in en eski nüshalarından biri de burada sergileniyor. Bu yönüyle kompleks hem dini hem de tarihi önemiyle dikkat çekiyor.

Hazreti İmam Kompleksi ve Cami

Qaffol Shoshi Türbesi, Taşkent’in tarihi ve kültürel mirası içinde önemli bir yere sahiptir. İslam alimi ve düşünürü İmam Ebu Bekir Muhammed ibn Ali ibn İsmail el-Kaffal ash-Shashi’nin anısını yaşatmaktadır. Orta Çağ’da yaşamış bu önemli şahsiyet, özellikle fıkıh ve hadis alanlarındaki katkılarıyla tanınır. Orijinal mezar günümüze ulaşamamış olsa da, bugünkü türbe 1542 yılında kraliyet mimarı Gülyam Hüseyin tarafından inşa edilmiştir.

Özbek mimarisinin klasik unsurlarını yansıtan yapıda mavi çiniler, zarif kemerler ve iç mekânda yer alan süslemeler dikkat çeker. Qaffol Shoshi Türbesi, hem dini hem de kültürel açıdan Taşkent’in manevi kimliğine katkıda bulunan önemli duraklardan biridir.

Qaffol Shoshi Türbesi

Eğlence ve Dinlenme Alanları

2021 yılında Alisher Navoi Milli Parkı’nın yanında açılan Magic City, Taşkent’in yalnızca bir lunaparktan ibaret olmayan, masalsı atmosferiyle öne çıkan en modern eğlence merkezlerinden biridir. Avrupa şehirlerinden ilham alan mimarisiyle adeta bir açık hava masal diyarını andıran bu merkez; Londra’nın Tower Bridge’ini anımsatan köprüsü, Alman kasabalarını çağrıştıran yarı ahşap evleri, Paris esintili yapıları ve merkezde yer alan görkemli şatosuyla ziyaretçilerini farklı bir dünyaya davet eder. Parka girişin ücretsiz olması, burayı hem yerel halk hem de turistler için cazip hale getirirken; ziyaretçiler yalnızca kullanmak istedikleri etkinlik ve alanlar için ücret ödüyor.

Magic City Oceanarium, Orta Asya’nın en büyük akvaryumlarından biri olup, 26 metrelik tünel akvaryumu içinde köpekbalıklarından vatozlara, rengârenk tropik balıklardan yüzlerce deniz canlısına ev sahipliği yapıyor. Bu bölüm, özellikle çocuklu aileler için eğitici ve büyüleyici bir durak olurken parkta ayrıca atlıkarınca, küçük tren gibi çocuklara yönelik oyun alanları, akşam saatlerinde müzikli ve ışıklı fıskiye şovlarının düzenlendiği büyük bir amfitiyatro ve şatonun cephesinde gerçekleşen lazer/video mapping gösterileri yapılıyor.

Yeme-içme açısından oldukça zengin olan Magic City’de Türk mutfağından örnekler sunan restoranların yanı sıra, Özbek ve dünya mutfaklarından lezzetler sunan kafe ve dondurmacılar da bulunur. Bu çeşitlilik, parkı farklı damak zevklerine sahip ziyaretçiler için de cazip kılıyor.

Magic City

Yeşil alanlar açısından bakıldığında, Alişer Navoi Milli Parkı gibi geniş parklar, şehir yaşamına soluk aldırıyor. Bu alanlar yürüyüş yapmak, kitap okumak ya da sadece dinlenmek isteyenler için iyi bir seçenek.

Taşkent, Özbekistan’ın hem tarihi köklerini hem de çağdaş gelişimini bir arada yaşatan, çok yönlü kimliğiyle dikkat çeken bir şehir. Sovyet döneminden kalan planlı bulvarlar ve anıtsal yapılar, şehrin mimari karakterine düzen ve açıklık kazandırırken; geleneksel çarşılar, tarihi camiler ve medreseler, kültürel sürekliliği canlı tutuyor. Aynı zamanda metro duraklarındaki sanatsal detaylar, yemyeşil parklar ve yeni nesil yaşam alanları, Taşkent’in modernleşme sürecini estetikle buluşturduğunu gösteriyor.

Taşkent, geçmişin izlerini silmeden geleceğe yürüyen bir başkent olarak, Özbekistan’ın dönüşümünü en iyi yansıtan duraklardan biri. Buhara ve Semerkand’ın tarihi derinliğiyle yoğrulmuş bir yolculuğun ardından Taşkent’in düzenli, ferah ve hareketli yapısı, seyahatinize modern bir soluk ve hoş bir final duygusu katabilir. Kültür, tarih, mimari ve günlük yaşamın iç içe geçtiği bu şehir, Orta Asya’yı anlamak isteyen herkes için mutlaka görülmesi gereken bir merkezdir.

Yazıdaki tüm fotoğraflar, Taşkent gezim sırasında bizzat tarafımdan çekilmiştir.

Yorumlar

yorumlar

Hakkında Kayıhan Badalıoğlu

Ankara'da doğdum. Eğitimimi TED Ankara Koleji'nde tamamladıktan sonra Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nden Ekonomi bölümünden mezun oldum. Profesyonel kariyerime 1998 yılında bankacılık sektöründe Yönetici Adayı olarak başladım ve 2000-2003 yılları arasında özel sektörde ve yerel yönetimde finans ve dış ticaret alanlarında görevler aldım. 2013 yılına kadar, önde gelen bankacılık kuruluşlarında genel müdürlük, perakende bankacılık, denetim kurulu, iç kontrol başkanlığı ve KOBİ portföy yönetimi gibi çeşitli pozisyonlarda bulundum. 2014 yılından bu yana, küçük ve orta ölçekli işletmelere finans, satış, pazarlama ve iş geliştirme konularında danışmanlık hizmetleri vermekteyim. 2015 yılında Bilgi Üniversitesi'nden Sosyal Medya Uzmanlığı Sertifikası aldım ve bu sayede işletmelere sosyal medya stratejisi, içerik oluşturma ve dijital büyüme konularında, web sitesi yönetimi danışmanlığının yanı sıra rehberlik etme imkanı buldum. Profesyonel çabalarımın ötesinde, lise yıllarımda başlayan müzik tutkumu sürdürmekteyim. Ayrıca, hayatıma denge ve keyif getiren yaratıcı birer çıkış noktası olarak blog yazmaktan ve amatör olarak fotoğraf çekmekten hoşlanıyorum.

İlginizi Çekebilir

Semerkand Gezi Rehberi

Semerkand, Özbekistan’ın güneyinde, verimli Zerefşan Nehri vadisinde yer alan, Orta Asya’nın en kadim ve görkemli …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir