Pi (π) yaklaşık 4000 yıldır biliniyor, ancak bu 4000 yıl boyunca geçen her saniyede π’yi daha hassas bir şekilde hesaplasak da, gerçek değeri sadece yaklaşık olarak bulabiliriz. İşte π’yi bulmanın kısa bir tarihi.
Antik Babilliler, bir dairenin alanını yarıçapının karesinin üç katı olarak hesaplayarak π’nin yaklaşık değerini 3 olarak buldular. Yaklaşık MÖ 1900-1680 yıllarına tarihlenen bir Babil tabletinde ise π’nin yaklaşık 3,125 değeri gösterilmektedir, bu daha yakın bir tahmindir.
Yaklaşık MÖ 1650’de yazılmış olan Rhind Papirüsü, antik Mısır matematiği hakkında bize bilgi verir. Mısırlılar, bir dairenin alanını hesaplamak için π’yi yaklaşık 3,1605 olarak kullanacak bir formül geliştirdiler.

π’nin ilk ciddi hesaplaması, antik dünyanın en büyük matematikçilerinden biri olan Syracuse’lu Arşimet tarafından yapılmıştır (MÖ 287-212). Arşimet, Pisagor Teoremi‘ni kullanarak bir dairenin alanını yaklaşık olarak hesaplamak için iki düzgün çokgenin alanlarını inceledi: birisi dairenin içine çizilen, diğeri ise dairenin çevresine çizilen çokgendir. Dairenin gerçek alanı, çizilen ve çevrelenen çokgenlerin alanları arasında yer aldığından, bu çokgenlerin alanları, dairenin alanı için üst ve alt sınırlar oluşturmuş oldu. Arşimet, π’nin tam değerini bulamadığını, ancak bu sınırlar içinde bir yaklaşık değer elde ettiğini belirtti. Bu yöntemle π’yi 3 1/7 ile 3 10/71 arasında bir değerde sınırlamıştır.
Benzer bir yaklaşımı, Çinli matematikçi ve astronom Zu Chongzhi (429-501) da kullanmıştır. Zu Chongzhi’nin Arşimet’in yönteminden haberdar olup olmadığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, çalışmalarının çok azı günümüze ulaşmıştır. Zu Chongzhi, bir dairenin çevresinin çapına oranını 355/113 olarak hesaplamış ve bu değer π’nin oldukça doğru bir tahminini sunmuştur. π’yi bu şekilde hesaplamak için, 24.576 kenarlı düzenli çokgenle başlamış ve 9 ondalık basamağa kadar doğru sonuçlar elde etmek için karmaşık hesaplamalar yapmıştır.

1700’lerde, matematikçiler π’yi Yunan harfi “π” ile temsil etmeye başladılar. 1706’da William Jones tarafından tanıtılan bu sembol, 1737’de Leonhard Euler tarafından benimsenip popülerleştirildi.
18.yüzyılda Fransız matematikçi Georges Buffon, π’yi olasılıkla hesaplamanın bir yöntemini geliştirdi.
π’nin tarihi boyunca yapılan hesaplamalar, matematik ve bilim dünyasında önemli bir ilerlemeyi simgeliyor. İlk tahminler çok basit ve yaklaşık olsa da, zamanla geliştirilen yöntemler π’nin değeri hakkında daha hassas sonuçlar elde edilmesini sağladı. Arşimet’ten Zu Chongzhi’ye, William Jones’tan Euler’e kadar pek çok matematikçi, π’yi daha doğru hesaplayabilmek için yenilikçi yaklaşımlar geliştirdi. Günümüzde ise, bilgisayar teknolojileri sayesinde π’nin milyonlarca basamağı hesaplanabiliyor. Ancak yine de, π’nin gerçek değeri kesin olarak bulunamayacak bir sayı olarak kalmaya devam ediyor. Bu durum, matematiğin ve bilimsel keşiflerin sürekli gelişen ve merak uyandıran doğasını gözler önüne seriyor.

Kaynak : Exploratorium
” Milenyum Problemleri ” konulu yazımıza da buradan ulaşabilirsiniz.