İngiliz eski paraşütçü ve maceraperest Karl Bushby, 1 Kasım 1998’de Şili’nin Punta Arenas kentinden başlayan ve “Goliath Expedition” adını verdiği sıra dışı yolculuğunda artık sona yaklaşıyor. Amacı, hiçbir mekanik araç kullanmadan dünyayı yürüyerek dolaşmak ve evine dönmeden bu yürüyüşü bitirmemek. 27 yıldır devam eden bu destansı macera, onu şimdi yolculuğunun başladığı kıtaya, Avrupa’ya geri getirdi.
Asya’dan Avrupa’ya Yürüyerek Geçiş
2025 baharında Türkiye’ye ulaşan Bushby, 2 Mayıs’ta İstanbul Boğazı Köprüsü’nden yürüyerek geçti. Bu geçiş, 1998’den bu yana ilk kez Asya kıtasını geride bırakıp Avrupa’ya adım attığı anlamına geliyordu. Ancak bu tarihi an bile, yolculuğunu sürekli sekteye uğratan bürokratik engellerle gölgelendi. 90 günlük vizesi dolmak üzere olduğu için Türkiye’den hızla ayrılmak zorunda kaldı. Üç ay boyunca Meksika’da bekledikten sonra, yeniden Türkiye’ye dönebilmek için başvurularını tamamladı. Yeniden İstanbul’a indi ve yürüyüşüne kaldığı yerden devam ediyor.

Sayısız Engel ve İnanılmaz Çözümler
Bushby’nin yolculuğu, sayısız lojistik engelle dolu bir hikâye. Bugüne kadar defalarca vize kısıtlamaları, savaş bölgeleri, maddi sıkıntılar ve pandemi nedeniyle durmak zorunda kaldı. Yolculuk kuralları gereği, bu tür duraklamalarda genellikle Meksika’ya uçarak bekliyor ve sorun çözülünce tekrar yürüyüşüne dönüyordu.
En zorlu geçişlerinden biri, 2006’da Bering Boğazı’nı donmuş buzlar üzerinden yürüyerek aşmasıydı. Bu geçiş sırasında Sibirya’da tutuklandı. Sonraki yıllar, Rusya’dan geçiş izni alabilmek için diplomatik mücadelelerle geçti ve hatta dönemin İngiltere Başbakan Yardımcısı ile Rus milyarder Roman Abramoviç’in yardımıyla yolculuğuna devam edebildi.
Rusya’dan sonra Moğolistan, Çin, Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ı geçti. Ancak İran vizesi alamaması ve COVID-19 pandemisinin patlak vermesi, onu yine bir duraklamaya zorladı. Bu duraklamaya çözüm olarak, Hazar Denizi’ni yüzerek geçmek gibi sıra dışı bir yönteme başvurdu ve bu şekilde yolculuğuna devam etti.
Son Büyük Engel: Manş Tüneli
Yaklaşık 47.000 kilometreyi geride bırakan Bushby’yi, yolculuğunun sonunda belki de en zorlu engel bekliyor: İngiliz Kanalı’nı (English Channel) geçmek. Kendi kuralları gereği yüzmek veya mekanik bir araç (yelkenli dahil) kullanmak yasak olduğu için tek şansı, Manş Tüneli’nin servis tünelinden geçmek için özel izin almaktır.
Bu zorluklara rağmen, Bushby’nin kararlılığı sarsılmaz. Hedefi, Eylül 2026’ya kadar İngiltere’nin Hull kentine dönmek. BBC Radio’ya verdiği röportajda, yolculuğun sonunun kendisi için garip bir duygu olduğunu belirtiyor; hayatının amacının aniden sona erecek olmasının getirdiği belirsizlik ve heyecanla dolu. Ailesiyle tekrar bir araya gelmeyi ise “birbirimizi yeniden tanımak” olarak tanımlıyor.
Karl Bushby’nin hikayesi, insan azminin, kararlılığının ve bir amaca adanmışlığın ne kadar ileri gidebileceğinin bir kanıtıdır. 27 yıldır devam eden bu yürüyüş, sadece fiziksel bir başarı değil, aynı zamanda sınırları zorlayan bir yaşam felsefesinin de sembolü haline gelmiştir.

Sosyalmedyaloji Sosyal Medya Haber ve Bilgi Platformu